İşte sermayenin yeni rotası: Maddi olmayan varlıklar yükseliyor

Aydınlık Gazetesi Yazarı Michael Roberts, köşesinde maddi olmayan varlıklar üzerine bir yazıyı kaleme aldı. Roberts’ın yazısı şöyle:

İngiliz Financial Times gazetesinde kısa süre önce yayınlanan bir makale maddi olmayan varlıkların yükselişi konusunda oldukça heyecanlıydı. Yazar Tek Parikh, “50 yıl önce, ABD’nin en büyük 500 şirketinin sahip olduğu varlıklar ağırlıklı olarak ‘maddi’ idi – fabrikalar, ekipman, envanter vb. Ancak bugün, varlıklarının çoğunun ‘maddi olmayan’, yani fikri mülkiyet (bilgi ve yazılım), marka değeri ve pazarlama ağları olduğu tahmin ediliyor.” diyor. ABD’de 1990’ların sonunda maddi olmayan varlıklara yapılan harcamalar, GSYİH içindeki pay olarak maddi yatırımları aşmış ve o zamandan bu yana aradaki fark giderek açılmıştır.

Aslında bu haber yeni değil. Imperial College’dan Jonathan Haskel ve Nesta’dan Stian Westlake, 2017 yılında “Sermayesiz Kapitalizm, Maddi Olmayan Ekonominin Yükselişi” başlıklı bir kitap yazdılar. O zaman maddi olmayan varlıklara yapılan yatırımın, en azından ABD’de, 1990’ların ortalarından itibaren maddi yatırımları aşmaya başladığını göstermişlerdi.

SÜPER KÂR ELDE EDEN ŞİRKETLERİN YÜKSELİŞİ HIZLANDI

Haskel ve Westlake, fikri mülkiyet hakları (FMH) gibi maddi olmayan yatırımların temel etkisinin kapitalistler arasındaki eşitsizliğin artmasına yol açtığını savunmuştur. Fikri mülkiyet hakları sayesinde önde gelen şirketler fikirlerin, araştırmaların ve tasarımların geliştirilmesini tekellerine alıyor ve diğerlerine “yayılmasını” engelliyorlardı. Bu durum, süper kârlar elde eden ve bu kârları diğerlerinin kârlılığı pahasına tekel (fikri mülkiyet) haklarıyla koruyan Muhteşem Yedili ve Büyük İlaç’ın yükselişini açıklamaktadır.

15 ŞİRKET YÜZDE 90’I OLUŞTURUYOR

Parikh bunun için en son kanıtları sunuyor. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO), maddi olmayan varlıkların en büyük 15 Amerikan şirketinin toplam işletme değerinin yüzde 90’ını oluşturduğunu ve bu oranın ABD kurumsal sektörünün genelinden çok daha yüksek olduğunu tespit etmiştir.
FT’deki yazısında Parikh heyecanla şöyle diyor: “Bu dönüşüm ABD borsasında hakim olan dört temayı açıklamaya yardımcı oluyor: yüksek konsantrasyon, istisnacılık, dalgalanma ve balon benzeri değerlemeler.” Parikh, maddi olmayan varlıkların doğru bir şekilde muhasebeleştirilmesi halinde ABD borsasının üretken yatırımlara kıyasla aşırı değerli olmayabileceğini öne sürmektedir. Sparkline’dan Wu, maddi olmayan varlıkların muhasebeleştirilmesinin, algılanan aşırı değerlenmeyi yaklaşık yüzde 25-50 oranında azaltacağını tahmin ediyor. “Piyasa hiçbir şekilde ucuz olmasa da firmalara maddi olmayan varlıkları için kredi verildiğinde, değerlemeler manşetlerin ima ettiğinden çok daha az köpüklü görünüyor.” diyor.

ÜRETİM ARTIŞINI HESAPLAMA

Ayrıca, en önemlisi, maddi olmayan varlıkların hesaba katılmaması, ABD’nin üretim artışının muhtemelen olduğundan düşük tahmin edildiği anlamına geliyor. WIPO, “ölçülemeyen maddi olmayan varlıkların” geçen yıl ABD’de cari olarak yaklaşık 2,7 milyar dolar tutarında olduğunu ve GSYH’ye dahil edilmesi halinde 2010 ile 2024 yılları arasında Amerika’nın ortalama işgücü verimliliği büyüme oranına yüzde 0,2 puandan fazla katkıda bulunacağını hesaplamaktadır.

Ancak maddi olmayan yatırımların kapitalist üretimdeki birikim tarzını değiştireceği (Haskell ve Westlake), borsadaki aşırı değerlenmeyi azaltacağı (Parikh) ve üretkenliği artıracağı (WIPO) sonucu bana oldukça abartılı geliyor.

Kilit nokta, maddi olmayan varlıklara yapılan yatırımın daha fazla kar sağlamak için maddi varlıklara yatırım yapılmasını gerektirmesidir. Ed Conway’in son kitabı Material World’de ifade ettiği gibi: “Bize her ne kadar giderek daha fazla değerin maddi olmayan öğelerde – uygulamalar, ağlar ve çevrimiçi hizmetler- yattığı, giderek kaydileştirilen bir dünyada yaşadığımız söylense de fiziksel dünya diğer her şeyin temelini oluşturmaya devam ediyor…

Sosyal ağlardan perakendeye ve finansal hizmetlere kadar hemen hemen her şey tamamen onu kolaylaştıran fiziksel altyapıya ve ona güç veren enerjiye dayanıyor. Beton, bakır ve fiber optikler olmasaydı ne veri merkezleri, ne elektrik, ne de internet olurdu. Twitter ya da Instagram aniden ortadan kalksa dünyanın sonu gelmezdi; ancak aniden çelik ya da doğal gazımız tükenirse bu çok farklı bir hikaye olurdu.”

İNSAN EMEĞİNİN METALAŞTIRDIĞI ‘ŞEYLER’

Dünya ekonomisinin büyük bölümü hala milyarlarca insanın emeğiyle metalaştırılabilen “şeylerin” üretimi üzerine kurulu.

Conway devam ediyor: “Burası oldukça hoş bir yer, bir fikirler dünyası. Uhrevi dünyada hizmet, yönetim ve idare satıyoruz; uygulamalar ve web siteleri inşa ediyoruz; bir sütundan diğerine para aktarıyoruz; çoğunlukla düşünce ve tavsiye, saç kesimi ve yemek teslimatı ticareti yapıyoruz. Gezegenin öbür ucunda dağlar yıkılıyorsa, burada, uhrevi dünyada bunun pek bir önemi yok gibi görünüyor.”
Conway, 2019 yılında dünyanın, insanlığın başlangıcından 1950’ye kadar çıkardığımız her şeyin toplamından daha fazla malzemeyi yeryüzünden çıkardığına, kazdığına ve patlattığına dikkat çekiyor. “Bunu bir an için düşünün. Tek bir yılda, madenciliğin ilk günlerinden sanayi devrimine, dünya savaşlarına kadar insanoğlunun tarihinin büyük çoğunluğunda çıkardığından daha fazla kaynak çıkardık.” ABD ve İngiltere gibi sanayileşme sonrası ülkelerde malzeme tüketimi kesinlikle düşerken, dünyanın diğer tarafında, Amerikalıların ve İngilizlerin mallarının çoğunu ithal ettikleri ülkelerde tüketim baş döndürücü bir hızla artıyor.

ÜRETKEN OLMAYAN DEĞERLER

Dahası, maddi olmayan varlıkların değerinin büyük bir kısmı hiç de üretken değildir. Markalaşma ve pazarlama, yeni bir değer yaratmaktan ziyade, kârları küçükten büyüğe kaydırmanın bir aracıdır. Dolayısıyla, maddi olmayan yatırımların maddi yatırımların yerini alacağı, maliyetleri düşüreceği ve kâr marjlarını yükselterek borsa değerlerini haklı çıkaracağı ve verimlilik artışını artıracağı iddiası kanıtlanmamıştır.

Gerçekten de eğer maddi olmayan yatırımların büyük ekonomilerde maddi yatırımların önüne geçtiği doğruysa, veriler bunun sermaye birikiminin ve karlılığın doğasını değiştirmediğini göstermektedir. Büyük ekonomilerdeki kâr oranı 1990’ların sonlarına kıyasla genel olarak daha düşüktür. Maddi olmayan yatırımlar, sermayenin mega şirketlere doğru yoğunlaşmasını ve merkezileşmesini artırmış olabilir, ancak kârlılık, yatırım ve verimlilik artışındaki genel düşüş devam etmiştir.

Related Posts

Elektrikli araç sarjı yapan şirketlere milyonlarca liralık ceza

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), elektrikli araç şarj sektöründe önemli bir adım attı. Kurum, tüketicilere güncel ve doğru fiyat bilgisi sunmadığı gerekçesiyle 3 şirkete toplamda 24 milyon 684 bin TL idari para cezası kesti.

Dalaman Havalimanı’nda 7 Aylık Yolcu Sayısı 2,9 Milyon

Dalaman Havalimanı, 7 aylık süreçte 2.9 milyon yolcuya hizmet verdi.

İkinci El Araçta Kilometre Dolandırıcılığı Uyarısı

Tüketici Hak Arama Derneği, ikinci el otomobil satışlarında kilometre düşürme yöntemine dikkat çekti.

19 Mart’ta borsada yaşananları Şimşek’e sordu

CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından piyasalarda yaşanan sert dalgalanma, borsadaki çöküş ve dövizdeki spekülatif hareketlilik hakkında Hazine ve Maliye Bakanı …

Son dakika | Okul servis ücretlerine zam

Okulların açılış tarihi yaklaşırken milyonlarca öğrenci ve veliyi ilgilendiren bir zam haberi geldi. Ankara’da okul servis ücretleri yüzde 30 arttırıldı. YÜZDE 50 İSTEMİŞLERDİ Yeni eğitim-öğretim yılından önce servislere ait dernekler zam …

Her 100 ton zeytinyağının 43 tonu ABD pazarına gitti

Türk zeytincilik sektörü, 2024/25 sezonunun 9 ayında 480 milyon dolarlık ihracat yaptı. Her 100 dolarlık ihracatın 25 doları ABD’ye gitti. ABD’ye zeytinyağı ihracatı miktar bazında yüzde 54 arttı.